ESMER PİRİNÇ

ESMER PİRİNÇ

27 Temmuz 2010 Salı

LİGHT ÜRÜNLER VE SAĞLIĞIMIZ ÜZERİNE ETKİLERİ



Günümüzde gıda endüstrisi, doğal besinlerin bileşimini değiştirerek özel ürünlerin üretimine yönelmektedir. Bunlar “diyet gıdaları” ve “diyetetik ürünler” olarak tüketiciye sunulmaktadır. Bunların başında ‘light ürün’, ‘düşük yağ içerikli ürün’, ‘düşük kalorili ürün’, yapay tatlandırıcı kullanılmış ürünler ve posa (lif) eklenmiş ürünler gelmektedir
Gıda ve İlaç İdaresi (FDA)’ya göre; bir ürün ‘light’ olarak tanımlanmış ise;

* İçerdiği yağ oranının en az %50 azaltılması,
* Besinin yağ içeriğinin azaltılması ile, içerdiği enerjinin en az %50 veya 1/3’inin azaltılması,
* İçerdiği sodyum oranının %50 azaltılması gerekmektedir

Düşük enerjili/yağlı ürünler marketlere ilk olarak zayıflama ile ilgili olan belirli bir gruba hizmet etmek üzere girmiştir. Daha sonra diyabetikler, obezler ve kalp hastaları gibi belli sağlık problemleri yaşayan bireyler için geliştirilmiştir. Şişmanlığın küresel bir tehdit haline gelmesi ve görülme sıklığının hızla artmasıyla birlikte, zayıflamak ya da kilosunu korumak isteyen bireylerin piyasadaki diyet ürünlerin çok düşük kalorili veya kalorisiz olduğunu düşünmesinden dolayı son yıllarda bu tür ürünlerin tüketiminde de hızlı bir artış olduğu gözlenmektedir. Son 10 yıldır dünyada light ürünlerin üretimi artmış ve milyar dolarlık bir endüstri haline gelmiştir.

Sağlık ve vücut ağırlığı kontrolünün sağlanması düşük yağlı ürünleri tüketmeye teşvik eden en yaygın nedenler arasındadır. Tüketiciler üzerinde yapılan çalışmalar, yağı azaltılmış ürün kullanımının, yağ ve enerji alımını azalttığını, ayrıca vücut ağırlığında azalma sağladığını belirtmektedir. Diğer taraftan yağı azaltılmış ürünler fazla tüketildiği zaman yağ ve enerji alımı da azalmaktadır. Bu da yağı azaltılmış ürünlerin seçim ve kabulünde artış sağlamaktadır. Yağı azaltılmış besin kabulünü etkileyen özellikler arasında düşük yağlı diyet uygulanması, diyet ürünlerinin sağlığı olumlu yönde etkilemesi, düşük kalorili olması, görünüşünün iyi olması, günümüzde yaygın olarak tüketilen besinler olması ve sosyal açıdan kabul görmüş olmaları da bulunmaktadır.

Diyetle aşırı yağ alımının, obezitenin önemli nedenlerinden biri olduğu bilinmektedir. Yüksek yağlı besinler, lezzetleri ve az doygunluk hissi vermeleri nedeniyle insanlar tarafından tercih edilirler. Diyetle alınan yağın, vücut yağını etkilediğini gösteren bir çok çalışma bulunmaktadır. İnsanlarda yapılan çalışmalarda diyetteki yağın, obezite gelişmesi açısından önemli olduğunu göstermektedir. Pek çok çalışmada, yüksek yağlı diyet alanların enerji alımlarının, düşük düşük yağlı diyet tüketenlere göre daha fazla olduğu gösterilmiştir. Yüksek yağlı diyetler vücut depolarında artışa neden olmaktadır.

Yağı azaltılmış ürünlerden en yaygın kullanılanları süt ve türevleridir. ABD’de nüfusun yaklaşık üçte biri düşük yağlı, onda biri yağsız süt tüketmektedirler. Düşük yağlı ve yağsız süt içenlerin yağ, kırmızı et ve tatlı tüketimleri de tam süt içenlere göre düşük; sebze ve meyve tüketimleri ise yüksek bulunmuştur. Yağı azaltılmış veya yağsız süt ürünlerinin tüketimiyle yağdan gelen enerjinin hedeflenen %30’un altına indirilebileceği belirlenmiştir (2). Yağı azaltılmış veya yağsız süt ve türevlerinin tüketiminin yaygınlaşması koroner kalp hastalığının başta gelen risk faktörü olan doymuş yağ alımının azaltılmasında etkili olmaktadır. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde koroner kalp hastalığı prevelansındaki düşmede bu uygulamanın etkisi vardır. Ayrıca yağı azaltılmış süt ve türevlerinin kullanımı doymuş yağ alımını azaltmak gerekçesiyle süt tüketimini sınırlamadığından osteoporozisin önlenmesinde de yardımcıdır.

Bir yandan son 20 yıldır hızla artan obezite prevelansı diğer taraftan light ürünlerin gittikçe artan ürün çeşitliliği ve talebi göz önüne alındığında bir çelişki görülmektedir. Yapılan beslenme araştırmalarına göre toplam diyet yağ alımında azalma görülmektedir. Buna rağmen obezite prevelansının azalamaması hatta artması akıllarda soru işareti bırakmaktadır. Bir başka çalışmada ise ABD’de total yağ alımı ve diyet ürünlerinin tüketiminde artış ve buna bağlı olarak da obezitede de artış olduğu saptanmıştır . Bunu cevaplamak için diyet yağı ve enerji alımı, enerji harcaması üzerine etkileri ve vücut ağırlığı ve bileşimi ile ilişkisi bilimsel veriler ışığında irdelenmelidir .

Diyet ürünlerinin tüketiminin kronik hastalıklarının önlenmesindeki etkisi tartışma konusudur. Bazı araştırıcılar bu ürünlerinin tüketiminin enerji alımını fazla etkilemediğini ileri sürerken, bazı olumlu çalışmalardan söz etmektedir. Bir araştırmada yağ ve şekeri azaltılmış besinleri yaygın olarak tüketen kadınların enerji alımları bu tür ürünleri tüketmeyenlerle karşılaştırıldığında; şekeri azaltılmış ürünleri tüketenlerin şeker tüketimi, yağı azaltılmış ürünleri tüketenlerin yağ tüketimi azalmış, fakat enerji alımları fazla değişmemiştir. Bunun nedenlerinden biri, bireylerin bu ürünleri doğal besinlerin eşdeğeri gibi tüketme yerine zayıflatıcı bir ilaç gibi kullanmalarıdır. Sadece bu tür ürünlerin kullanımıyla şişmanlığın önlenemeyeceği, çok yönlü davranış değişikliğinin gerekliliği çoğu kez gözardı edilmektedir.

Düşük enerjili/yağlı ürünlerin tüketimi günlük enerji alımı azaltabilmektedir. Ama diğer yandan tüketiciler arasındaki yaygın bir sorun ise bu ürünleri tüketenlerin besin tüketimlerini artırmaları ve bunun sonucunda enerji alımlarını artırmalarıdır.

Özetle:
· Diyabetik/diyetetik ürün adı altında piyasada satılan ürünler ile normal şekerli besinler kıyaslandığında enerji açısından çok büyük fark olmadığı, bazı ürünlerde yağ içeriklerinin göz ardı edilmektedir. Buradan hareketle, kullanılmak istenilen diyabetik/diyetetik ürünlerinin etiket bilgilerinin tüketicilere aktarılması önemlidir ve bu konuda diyetisyenlerden yardım alınmalıdır.
· Türkiye’de ve ülke dışında piyasada bulunan diyet ürünlerinin etiket bilgilerinin değerlendirilmesi ve beslenme programlarında yer alabilmesi için değişim ölçülerinin kişilere öğretilmesi gereklidir.
· Diyet ürünlerinin tüketiminin artmasına bağlı olarak, toplam enerji alımının artacağı ve bu durumun vücut ağırlığını olumsuz yönde etkileyeceği unutulmamalı ve yeterli ve dengeli beslenme ve sağlıklı besin seçenekleri konularında tüketicilerin uzman kişiler tarafından eğitilmesi yararlı olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder