ESMER PİRİNÇ

ESMER PİRİNÇ

28 Eylül 2010 Salı

İŞ YERİ İÇİN 8 BESLENME ÖNERİSİ

*Sabah odanıza girerken sekterinizden çay veya kahve yerine, 1 bardak taze sıkılmış meyve suyu, 1 bardak süt, 1 kase yağsız yoğurt, 1 porsiyon taze veya kuru meyve isteyebilirsiniz. Böylece güne daha iyi başlayacaksınız.

*Gün içerisinde asansör yerine merdiven kullanın. Her merdiven aktivitesi sonrasında 1 bardak su için. Böylece su içmek için bir bahaneniz oluşacak, bu şekilde hatırlayabileceksiniz. Günde 2 lt su içmelisiniz.

*2 saatten fazla masanızda hareketsiz oturmayın. Arada ofis içerisinde veya dışarısında hareket edin. Bir fitness uzmanından masa başı yapılabilecek öneriler edinin ve uygulamaya çalışın.

*Ara öğünlerinizi ihmal etmeyin. Böylece kan şekeriniz kontrol altında olacak, çalışma performansınız ve konsantrasyonunuz olumsuz etkilenmeyecektir.

*Gün içerisinde tükettiğiniz çay ve kahve sayısını mümkün olduğunca azaltın. Kahvenizi tüketirken sütlü (sade veya kremalı değil) olmasına özen gösterin. Böylece az da olsa kahvenizle birlikte süt de tüketmiş olursunuz.

*Uzun saatleriniz toplantılarla geçiyorsa toplantı masanıza kuru pasta gibi kalori değeri yüksek besinler yerine 2 adet ceviz, 5 fındık, badem ya da meyve tabağı gibi sağlıklı besinler koyulmasını rica edin.
İçecek olarak asitli içecekler ve hazır meyve sularından kaçının. Bunların yerine limonlu açık çay, bitki çayları (bilinçli tüketim önemli), taze sıkılmış meyve suyu, ayran, süt tercih edebilirsiniz.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

23 Eylül 2010 Perşembe

ACAİ BERRY

Orta ve GüneyAmerika’daki yağmur ormanlarında yetişen bir çeşit palmiyenin (Euterpe oleracea) meyvesidir.

Venezuella ve Brezilya’da bol miktarda hasatı yapılıyor ve ülke için önemli bir gelir kaynağı.

Acai berry 20-25 mm çapında koyu mor bol sulu bir meyve, kalın bir kabuğu ve ortasında iri bir çekirdeği var. Genellikle meyve suyu veya etli kısmı püre şeklinde tüketiliyor.

Piyasada kapsül ve toz formları da var. Kapsüllerin sabah akşam aç olarak alınması öneriliyor.

İçeriği:
%35-45 lipid (yağ)
%9-13 protein
%18-27 lif

Lipid içeriğinin % 71'i oleik asit, ayrıca omega 3, 6 ve 9 yağ asitleri.
Yani kötü huylu kolesterolümüzü düşürüp iyi huylu kolesterolümüzün yükselten yağ asitlerini bol miktarda içeren bir meyvedir.


Koyu mor rengi veren antosiyaninler doğal antoksidan özelliğe sahiptir.
Ayrıca E, C ve B vitaminleri ile demir ,fosfor, kalsiyum ve potasyum da bulunuyor.

Yüksek protein içeriği nedeniyle özellikle sporcuların kullanması öneriyorum. Yine yüksek protein içeriğinden dolayı tokluk hissi verdiğinden diyet yapılmasını kolaylaştırarak kilo kaybı sağlıyor.

Bir çalışmada kemoterapi öncesi verilen acai berry posasının, kemoterapiye bağlı DNA hasarını en aza indirdiği görülmüş. İçerdiği yüksek lif nedeniyle barsak hareketlerini düzenlediği belirtiliyor.

Ancak antioksidan kapasitesi en yüksek meyve olduğu bildirilmesine karşın pek çok meyve suyu ile yapılan başka bir çalışmada nar suyunun antioksidan kapasitesinin acai berry de dahil diğer tüm meyvelerden % 20 daha fazla olduğu tespit edilmiş.


Bu ara hepimiz yaz dönemi boyunca zayıflama hapları arasında acai berry yi de sıkça gördük.
Ancak bu ilaçlar sağlık bakanlığı onaylı olmayan içeriği net açıklanmayan tarım bakanlığı onaylı ilaçlar. Kullanıp sonuç alamayan birçok kişiye yardımcı oldum. 1 tabletteki kadar acai berry yi zayıflama amaçlı tükettiğinizi düşünürsek zayıflamadığınızı sadece antioksidan takviyesi aldıgınız için belki kolesterolünüzün düştüğünü ve kendinizi daha enerjik ve sağlıklı hissettiğinizi farkedeceksiniz. Bu tür ticari kaygılarla oluşturulmuş ilaçlardan sakınıp sağlıklı bir kilo kaybı için mutlaka bir diyetisyen gözetiminde diyet yapmanızı tekrar hatırlatıyorum :)

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

17 Eylül 2010 Cuma

ASLIght YEŞİL İKSİR

Yedi ayrı sebze ile hazırlayacağınız karışımım, bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirecek, içinde bulunan antioksidanlar uzun ve genç bir hayat sürmenize yardımcı olacak :)

Gençlik iksirimi genç-yaşlı herkes tüketelebilir.

Bu karışım diyet yapanların da metabolizmalarını hızlandıracak.


Hadi bakalım her sabah içmeden evden çıkmak yok!!!

Malzemeler:

1 tutam dere otu: Sindirimi kolaylaştırır, Sinirleri yatıştırır, Mide ve bağırsak gazlarını söktürür.

2 adet salatalık : İdrar söktürücü ve içeriğindeki bol kükürt sayesinde kanı temizler.

1 adet havuç: Gözleri korur,bağışıklık sistemini kuvvetlendirir,Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir.

1 adet armut: Tansiyonu düzenler,kandaki üre asidi ve üre tuzlarını dışarı attığından, böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur, Çarpıntıyı keser.

1 tutam taze nane: Stres ve baş ağrısına iyi gelir, mide bulantısı ve kusmaları giderir.

1 yemek kaşığı elma sirkesi : Kabızlığı önler.

10 sap taze maydanoz: Ödem sökücüdür.

Hazırlanışı:

Malzemelerimizi mikser ile karıştırarak ya da katı meyve sıkacağından geçirerek tüketebilirsiniz.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

14 Eylül 2010 Salı

YABAN MERSİNİ

30-35 cm yükseklikte, kışın yapraklarını döken küçük bir bitkidir.
Yabanmersini, yüzyıllardır yenilebilir, lezzetli bir yabani meyve olarak kullanılır..
Güz aylarına doğru olgunlaşır olgunlaştığında meyveleri mavi renklidir.
Meyvesinin dışında “yapısında bulunan maddelerden dolayı” puslu bir görüntü mevcuttur.
Bu görüntü içeriğindeki yüksek tanenleşmeden dolayıdır.

İngilizce blueberry (billbery) olarak bilinir.
Bu bitki ülkemizdeki literatürde
Yaban mersini olarak bilinir.
Ancak yetiştiği farklı coğrafyalarda farklı adlarla da bilinmektedir.

Örneğin;
Rize’de Likapa,
Trabzon’da Ligarba, Lifos veya Trabzon Üzümü,
Rize Pazar ilçesinde Kaskanaka,
Rize Ardeşen İlçesinde Çera (Çela),
Artvin’de Morsivit veya Mahabak,
Giresun’da Çalı Çileği,
diğer bölgelerde ise Ayı Üzümü, Çay Üzümü veya Çoban Üzümü.

Yaban mersini içinde polifenoller, salisilik asit, karaotenler, lif, folik asit, C vitamini, B vitamini, potasyum, manganez, magnezyum, demir, riboflavin, niasin, fitoöstrojenler vardır.

Yaban mersini meyvelerine karşı modern ilgi 2. Dünya Savaşından sonra meydana geldi. Çünkü yabanmersininin gözlere iyi geldiği artık bir sır değildi. 2. Dünya savaşı sırasında İngiliz Hava Kuvvetleri pilotlarının doktorların önerisiyle bol miktarda yaban mersini reçeli yiyerek gece uçuşlarına çıktıklarını ve yorgun gözlerini dinlendirdiklerini kayıtlardan biliyoruz. Pilotlar, yabanmersini reçeli yedikten sonra gece uçuşlarına çıktıklarında gece görüşlerinde bir düzelme ve iyileşme hissettiklerini sık sık rapor ediyorlardı.

Yaban Mersini'nin Faydaları:

Anti kanserojen ve antioksidan özelliğine sahiptir.
Kalp krizi riskini azaltır. Damar sertliği oluşumunu engeller.
Kan şekeri ve kolesterolü düşürür.
Adet kanamalarını düzenleyen bir meyve olarak tavsiye edilir.
Yaprak ve kuru meyvelerinden yapılan çay ishal giderici olarak kullanılır.
Göz yorgunluğu, miyopluk, katarakt, karasu (Glokom) ya karşı iyileştiricidir.
Şeker hastalığından kaynaklanan görme bozuklukları (Diyabetik retinopati) tedavisinde etkilidir.
Gece körlüğü, gece görüşünü artırıcı, kamaşma, retinayı güçlendirici
Tavuk karası (retinitis pigmentosa) hastalığının ilerlemesini yavaşlatıcıdır.

100 gr. taze yaban mersininin içerdiği besin değerleri:
Bir bardak likapa meyvesi 145 gram gelmektedir ve 21 gr karbonhidrat, 1 gr protein, 0.5gr yağ, 19mg C vitamini, 145 IU A vitamini 85 kalori içerir.

100 gram yaban mersininin %83'ü su, %0,7', si protein, %0,5'i yağ, %15'i karbonhidrat, %1,5'uğu lifdir.

62 kalori sağlar.

İçinde bu kadar faydalı öğeler içeren çok az besin vardır.
yaban mersininin sadece bir porsiyonu beş porsiyon kadar havuç, elma , brokoli ve balkabağı kadar antioksidan madde içerir.

Yarım su bardağı yaban mersini 1733 ünite E vitamini, 1200 mg C vitamini içerir.

Hergün en az 1 yemek kaşığı yaban mersini yemenizi öneriyorum.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

6 Eylül 2010 Pazartesi

ŞEKER BAYRAMINDA BESLENME

Ramazan ayı geride kalmak üzere, önümüz bayram. Geçtiğimiz 1 ay boyunca oruç tuttuk, sigara içiyorsak (hala!) içtiğimiz miktarda ciddi bir azalma yaşadık, alkol tüketimimizde ise tatil yaşandı.

Bayramda bunların acısını çıkarmaya karar verirsek karşımıza ciddi sağlık sorunları ile zehir olan bir şeker bayramı çıkar. Ramazan boyunca oruç tutma nedeniyle günlük öğün sayısı azaltıldığı ve beslenme alışkanlıklarında değişiklikler meydana geldiği için bayramda normal yeme düzenine geçişte psikolojik olarak daha fazla yemek yeme eğilimi ortaya çıkıyor.

Bayramda birdenbire aşırı yemek yemek, şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer tatlıları aşırı tüketmek mide ve barsak sisteminde çeşitli rahatsızlıklara ve kilo alımına yol açıyor. Hepimizin hatırlaması gereken bayramın sevgi, saygı ve paylaşma dönemi olduğu! Bayramı yemek şölenine çevirmek gelenek haline gelmiş olsa da, bunun aslında sağlığımız için zararlı olduğu konusunda bilinçlensek ve paylaşımları duygusal içerikli tutsak birbirimize çok daha yararlı olacağımızı aklımızdan çıkarmamalıyız.

Bayram ziyaretlerinin tatlı bir gülümseme ile evinizde bitmesi için unutulmaması gereken temel bazı önlemler her zaman var..

*Gün içinde az az ve sık yemek alışkanlığı, oruç tutup az besin tüketimine 1 ay boyunca alışmış vücut için ilk koşul.

*Mutlaka size ikram edilen yiyeceklerden tadın ama tabağınıza çok az konulmasını sağlayın. Tadımlık ikramlar hem ev sahibini kırmaz hem de sizin sağlığınızı riske sokmaz.

*İkramlarda içecekleri, içeceklerden de az kafeinli, gazsız olanlarını tercih etmek, sık sık da su içmek günün en önemli seçimi olacaktır.

*Ev ziyaretleri yapıyorsak, ziyaret edilecek yerler arasında mesafe uzun değil ise yürüyerek gitmek, araba kullanılması zorunlu ise park yerini biraz uzakta seçerek biraz yürümek sindirime önemli katkılar sağlayacaktır.

*Evimizde ikram edeceğimiz yiyecekleri hazırlarken de dikkatli olursak sevdiklerimize güzel vakit geçirmede yardımcı oluruz. Yemeğe misafirimiz varsa kızartma yerine ızgara seçersek, bol salata ile soframızı renklendirir hatta yemek porsiyonlarını servis yapmadan önce birer salata tabağı ile ikrama başlarsak sağlıklı beslenme için örnek oluştururuz.

*Şeker bayramında ne yazık ki hamurlu ve şuruplu tatlılar ikram etmek geleneklerimizden..
Bunu sütlü tatlılara ve meyve salatalarına doğru değiştirmek sağlık için atabileceğimiz önemli bir adım olur…

*Yoğun çalışma dönemleri arasında bayramı 3-4 günlük tatil olarak değerlendirip sevdikleri ile otellere gidecek arkadaşlarımız da dikkatli olmalı tabii ki… Her şey dahil oteller, açık büfeler başlı başına risk iken bir de oruç sonrası bunları yaşamak daha da riskli olacaktır.

SAĞLIKLI VE FİT GÜNLER DİLERİM...

2 Eylül 2010 Perşembe

STEVİA (REBAUDİANA BERTONİ)

Tatlandırıcıların zararları hergün gazete sayfalarını boy boy süslerken başka alternatifler aramaya başladık.Bu sayede en moda olan tatlandırıcı da stevia.
Peki nedir acaba bu stevia?
Katkı maddesi midir?
Doğal mıdır?
Yapay mıdır?
Bu sorularla günde en az 10 kez karşılaştığım için bugünkü konuyu bu bitkiye ayırıyorum.

Bitki ailesinin krizantem familyasına ait bir bitkidir.
Bal yaprak veya şeker otu olarak da bilinir.
Aşırı tatlandırma etkisi olduğu bilinen tek bitkidir. Doğal bitki formu, şeker kamışından 10-15 kez, ekstresi ise 200-480 kez fazla tatlıdır.

Herbal özellikleri nedeniyle güney Amerika’da yüzyıllardır kullanılmakta olup halen ticari amaçla dünyanın pek çok bölgesinde yetiştiriliyor.
Dünyada en çok Japonya Kore ve Çin’de (%80 i) tüketiliyor.
%100 doğal olup ilave kimyasal içermiyor.Yüksek ısılarda stabil kalabiliyor bu nedenle pişirilerek kullanıma uygun.

Kalori içermeyen tatlandırıcı olarak kullanımının yanında bilimsel çalışmalarda stevia glikozidlerinin anti-hiperglisemik, anti-hipertansif, anti-tümör, anti-inflamatuvar, anti diyareal, diüretik ve immunmodülatuvar etkileri görülmüş.

Yapılan genetik toksisite çalışmalarında steviosidlerin genetik toksisite riski oluşturmadığı saptanmış. Türkiyede toz halinde extresi ve tablet şeklinde içecekler içecekler için tatlandırıcı formu bulunuyor. (Greenlite, Stevia tb).

Stevianın gıdalarda kullanımı için onay başvurularını FDA (Food and Drug Administration ) yıllardır geri çeviriyor.
Şirketin sitesinde fazla miktarlardakı stevianın olumsuz etkilerini gösteren çalışmalar var. Bunlardan birinde yüksek dozlarda stevianın erkek farelerde sperm yapımında azalma ve infertiliteye, dişi hamsterlerde de düşük doğum ağırlıklı bebeklere yol açtığı görülmüş. Diğerlerinde karsinojenik etki ve metabolizmada bozulmalar saptanmış. Ancak bunların hiçbiri doğrulanmamış ve Japonyada 30 yıldır yiyeceklerde katkı olarak kullanılmakta…

Tüm bunların yanında son 1 yılda stevia atağa geçmiş ve 180 civarında stevia içeren gıda tüm dünyada satışa sunulmuş.
Bu arada Coca-Cola Company 24 patent başvurusunda bulunmuş!!!

Uzun lafın kısası sakkarin ya da aspartam out stevia in :)

Sağlıklı ve fit günler dilerim...