ESMER PİRİNÇ

ESMER PİRİNÇ

16 Aralık 2011 Cuma

PSİKOLOJİK DİYET :))

1- Bir şey yersen ve kimse seni o anda görmüyorsa onlarda kalori yoktur.

2- Eğer Light limonatası içersen ve bunun yanında çikolata yersen,


... ... çikolatadaki kaloriler Light limonata tarafından yok edilir.


3- Eğer başkalarıyla beraber yiyorsan, o zaman sadece onlardan fazla yediğin kaloriler sayılır.


4- İlaç niyetine kullanılan yemekler hiç sayılmaz...mesela sıcak çikolata, Kırmızı şarap, Bira - rakı balık....

5- Eğlence amaçla tüketilen yemeklerin kalorileri yoktur


(Patlamış mısır, Fıstık, Limonata, Çikolata yada şekerleme) mesela video izlerken


yada müzik dinlerken çünkü onları Gıda olarak almıyoruz sadece eğlencenin bir parçasıdır onlar.


6- Pasta dilimleri veya kurabiyelerinde kalori yoktur çünkü onlar kesildiğinde veya kırıldığında içindeki yağ uçar gider.


7- Yemek hazırlarken Bıçak, Tencere yada kaşıkları yalarken kalori almazsınız çünkü onlar yemek yapmanın bir parçası.

8- Renkleri aynı olan gıdaların kalori değerleri de aynıdır. Mesela Domates ve Çilek reçeli yada Mantar ile beyaz çikolata

9- Dondurulan gıdalarda kalori yoktur çünkü kalori ısı birimidir.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...
.

21 Kasım 2011 Pazartesi

KOLESTEROL SORUNUNUZ MU VAR?


Yüksek kolesterol düzeyine sahip olan bireylerde kalp hastalığı gelişir ve kalp krizi riskleri artar. Eğer kandaki kolesterol miktarınızda artış olursa, arter adı verilen damarlarınızın duvarına fazla olan kolesterolleriniz birikir. Damarın iç duvarında biriken kolesterol, damar içi kan akışkanlığını yavaşlatır ve kalp ritminde azalma hatta kalbin bloke olmasına neden olur. Bilindiği gibi kan ile kalbe oksijen taşınır. Eğer kalbiniz oksijen ve kan hacmi açısından yetersiz ise göğüs çevresinde bir ağrı belirir. Eğer bu durum daha uzun süre devam ederse sonuç kalp krizi olarak ortaya çıkar.
Eğer sizde bu sorunu yaşıyorsanız aşağıdaki besinleri en az 6 ay hayatınızdan çıkarmalısınız.



*Kuyrukyağı,içyağı,tereyağı vb. hayvani kaynaklı katı yağlar.

*Kızartmalar (cips vb.), kavurmalar.


*Sakatatlar; karaciğer,dil,böbrek,beyin,yürek,işkembe vb.

*Salam,sosis,sucuk,pastırma ve jambonlar.


*Tam yağlı süt,tam yağlı yoğurt,tam yağlı peynirler.

*Et suyu ve et suyu ilavesiyle yapılmış yiyecekler.


*Alkol ve alkollü içecekler,meşrubatlar,boza.


*Kuruyemişler


*Hazır soslar


NOT:


*Haftada 1 maksimum 2 kez 1 köfte kadar et hakkınız yerine ya da 1 kibrit kutusu peynir hakkınız yerine 1 yumurta tüketiniz.

*Haftada 1-2 kez kuru baklagilleri tüketiniz.

*kabuklarıyla yenebilen meyve ve salataları kabuklu tüketiniz.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...




12 Ekim 2011 Çarşamba

Yeme bozukluğu nasıl oluşuyor?

Sık tartılan genç kızlarda yeme bozukluğu oluşuyor;

Yeni yapılan bir araştırmaya göre sık tartılan genç kızlar, öğün atlama, zayıflama hapları kullanma, kusma, laksatif kullanma gibi sağlıksız beslenme alışkanlıklarına kapılmaya daha fazla eğilimlidirler. Araştırma da 2516 ergenden kızların 3’te biri, erkeklerin ise 4’te biri sık sık tartıldıklarını ifade ettiler. 5 yıl sonra sık tartılanların akranlarına göre daha fazla abur cubur yeme ve sağlıksız diyet alışkanlıkları olduğu görüldü.


Sonuç olarak eğer kilo kontrolü yapmak istiyorsanız haftada 1 kez sabah aç karna tartılmanız yeterlidir. Gün içinde kilonuz değişkenlik gösterir özellikle gece yatarkenki kilonuzla sabah kalktığınızdaki kilonuz arasında 2 kilo bile fark olabilir.


Sağlıklı ve fit günler dilerim…

29 Eylül 2011 Perşembe

ESMER PİRİNÇ

ESMER PİRİNÇ


Esmer pirinç mükemmel bir lif kaynağı olmasının yanı sıra, birçok gençleştirici besin öğesi içerir.


Lif bakımından zengin olan esmer pirinç, sindirim sistemini sağlıklı tutar ve kandaki kolesterolü düşürür. Sağlıklı bir beyin ve sinir sistemi için ihtiyacımız olan B vitaminlerini yüksek oranda içeren esmer pirinç; zengin bir magnezyum kaynağıdır, yüksek kan basıncını düşürür, vücudun besinleri enerjiye dönüştürmesine yardımcı olur ve kas spazmlarını engellemeye yardımcı olur. İçeriğindeki demir sayesinde kansızlığa karşı etkilidir, erken saç dökülmesini önler. İçerdiği çinko mineralleriyle bağışıklık sisteminin güçlenmesinde ve göz sağlığının korunmasında önemli bir besindir.


İçerdiği besin öğeleri:


B viteminleri, Folik asit, bakır, demir, magneyum, manganez, çinko ve lif.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

19 Ağustos 2011 Cuma

Besin Hazırlama ve Pişirme Teknikleri

Besin zinciri tarlada, bahçede ve ahırda üretim ile başlar, işleme, taşıma, depolama, satış, hazırlama, pişirme ve servis aşamalarıyla sofrada son bulur.



Satın Alma Aşamasında Besin Güvenliğinin Sağlanması için Öneriler


• Açıkta satılan besinleri satın almayın,


• Ambalajlı besin satın alırken, ambalajın bozulmamış, yırtılmamış olmasına dikkat edin,


• Etiket bilgilerini okuyun. Etikette aşağıdaki bilgiler yer alır:


• Tarım Bakanlığınca verilen üretim izninin tarih ve sayısı,


• Üretim ya da son kullanma tarihi,


• Üretici firma adı ve adresi,


• içindekiler,


• Miktar ve fiyat,


• Beslenme bilgileri (enerji, yağ, kolesterol, protein, karbonhidrat miktarları, çeşitli beyanlar)


• Çabuk bozulabilen et, tavuk, balık gibi besinleri alışverişin sonunda alın.


• En kısa zamanda (en fazla 2 saat, sıcak havalarda en fazla 1 saat içinde) buzdolabına yerleştirin.


• Donmuş besinleri de alışverişin sonunda alın. Çözünmemiş olmasına dikkat edin.


• Kaynağı bilinmeyen, denetimsiz sokak sütü satın almayın. Pastörize ve dayanıklı kutu sütü tercih edin.


• Kırık, çatlak, kirli yumurta satın almayın. Yumurtaları yıkamadan buzdolabına yerleştirin.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...


16 Mayıs 2011 Pazartesi

KUŞKONMAZ

Ülkemizde pek az tanınan ve tüketilen kuşkonmaz bitkisi, Zambakgillerden bir bitki. Anayurdu kesin olarak bilinmeyen kuşkonmazların 150 kadar türü var. Ege ve Akdeniz bölgemizin kıyı kesimlerinde doğal olarak yetişiyor.


100 gr. çiğ (pişirilmemiş) kuşkonmazın besin değerleri:
13-16 kalori
2.2 gr. protein
3.6 gr. karbonhidrat
0 kolesterol
0.2 gr. yağ
0.7 gr. lif

Kuşkonmazın sağlığımıza etkileri:


• Antioksidan içeriği yüksektir,


• Vitamin ve mineral yönünden zengindir, (Özellikle A vitamini )


• Güçlü bir idrar söktürücü olduğundan, halk diliyle kum dökücü etkisi vardır,


• Kalbi korur ve güçlendirir. Kalp yetmezliğine bağlı ödemlerin atımı sağlar,


• Sindirimi kolaylaştırır,


• Gut hastalığı çekenler kuşkonmazı tüketmemelidir.


• Böbrek rahatsızlığı olanlar ise kuşkonmazı seyrek ve az yemelidir.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Yoğurt Çorbası

Yayla çorbası olarak da bildiğimiz yoğurtlu çorbayı biraz daha light hale getirip yeni bir tarif yazdım.1 günde 1 kilo kaybedebilirsiniz :)

Diyet yapanlar için hem tarifini hem de bir günlük menüsünü veriyorum. Bakalım beğenecek misiniz?

TARİFİ: (1 günlük ölçü)

*8 dolu çorba kaşığı yağsız yoğurt
*2 yumurta
*4 çorba kaşığı kepekli un
*Tuz, nane


8 kaşık yoğurdu, içine 2 tane yumurtayı ve 4 çorba kaşığı unu ilave ettikten sonra kaşıkla hafifçe çırpın. Üzerine 5 su bardağı soğuk su ilave ettikten sonra kaynatın. Toplam ölçünün yarısını öğlen yarısını akşam için. Piştikten sonra taze veya kuru nane koyarak servis edebilirsiniz.

1 günlük menü:

 Kahvaltı:
5 adet altın çilek
1 dilim beyaz peynir (yarım yağlı)
Söğüş domates , salatalık,biber vs.
1 ince dilim tam buğday ekmeği
Şekersiz mate çayı

Kuşluk:
1 adet kivi


Öğle:
1 kase Yoğurt Çorbası
1 İnce dilim ekmek

Ara: 5 adet yaban mersini

Ara: 5 adet badem


Akşam:
1 kase Yoğurt Çorbası
1 İnce dilim ekmek

Gece: 10 adet yeşil erik


Sağlıklı ve fit günler dilerim...

3 Mayıs 2011 Salı

ÖDEM İÇİN BİTKİ ÇAYI

*1 adet kabuklu çekirdekli yeşil elma
*1 adet kabuklu limon
*1 adet çubuk tarçın
*1 çay kaşığı toz zencefil
*1 çay kaşığı tane karabiber

1.5 litre suda karıştırıp kaynatın. İlk fokurdamadan sonra 10 dakika daha kaynatıp tel süzgeçten geçirin. Buzdolabında saklayın. Her ana öğünden yarım saat önce 1 su bardağı için.


Sağlıklı ve fit günler dilerim...

29 Nisan 2011 Cuma

ETİKET DİLİ

Bir porsiyonda bulunan kalorilerin listesini etiketin üzerinde yer alan ''Besin Etiket Bilgisi'' bölümünde görebilirsiniz. Şimdi bunların ne anlama geldiğini öğrenelim:

Kalorisiz............................... 5 kaloriden az
Düşük Kalorili....................... 40 kalori veya daah az
Kalorisi Azaltılmış.................. kalorisi en az %25 oranında azatılmış (kalorinin yarıdan fazlası yağ ise yağı %50 azaltılmış)

Etiket okuma alışkanlığı kazanmak bile hergün 100-150 kalori daha az tüketmenizi sağlayabilir.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

28 Nisan 2011 Perşembe

Kilo probleminiz varsa diyet yapmayın??? NASI YANİ?

22 Nisan 2011 de Hürriyet gazetesinde yayınlanan Dr. Ayça Kaya'nın röportajını okuyup sinir oldum ve sizlerle paylaşmak istedim.
Kenidisini Obezite ve metabolizma uzmanı olarak titretmiş, bu hangi branşa giriyor çok merak ettim
doktorum ama diyetisyenlik yapmak istiyorumun bir farklı yolu galiba bu titri kullanmak!!!
Endokrin ve metabolizma hastalıkları uzmanını dinler ve onlardan gelen eleştirileri çok dikkatle değerlendiririm ancak obezite uzmanı diye bir branş varsa sanırım o biz oluyoruz!
şimdi size bu röportajın birkaç bölümünü yayınlayacağım isteyen tümünü Hürriyetin sağlık bölümünde bulabilir...

Obezite ve metabolizma uzmanı Dr. Ayça Kaya fazla kilolu kişilerin diyet yapmamalarını daha da önemlisi hayatlarını diyet öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmamalarını öneriyor.Kilo problemi olan birçok kişinin arşivinde belki binlerce sayfa rejim listeleri vardır. Bu listelerde birçok yiyecek gramla ölçüler içerir. Kişiler genelde bu listeleri yapmak için sosyal yaşamlarından ödün verirler ya da sosyal yaşamlarına devam etmek isteyenler ise rejim listelerinde yazan yiyecekleri yanlarında taşırlar. Şişmanlık sadece yemekten kaynaklanmaz.


Dr. Ayça Kaya, öncelikle fazla kilonun nedenlerinin araştırılmasına dikkat çekiyor, çünkü şişmanlık sadece fazla yemekten kaynaklanmıyor. Bu durum birçok metabolik, hormonal, genetik, çevresel ve psikolojik etmenlerin bir arada bulunduğu kompleks bir hastalıktır. Yani basit bir üst solunum yolu enfeksiyonuna benzemez. Üst solunum yolu enfeksiyonundan sorumlu olan ajan bir mikroptur ve bir antibiyotik içildiğinde bu hastalık geçer. Fazla kiloluk durumunda ise neden bir çok etmene bağlı olduğundan, ne yazık ki, mucize bir diyet, mucize bir cerrahi veya mucize bir ilaç kullanımı ile bu hastalıktan kurtulunmaz.

Zayıflamak deyince birçok kişi nedense mucize diyetlerin ve mucize bitkisel desteklerin peşine düşer. Kısa süreli yapılan diyetlerin en büyük zayıf noktası insanın yaşamına uygun olmamasıdır. Dolayısı ile diyet bırakıldığı zaman verilen kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır.

Biz zaten bunun için okuyoruz ve kişiye özel beslenme programları düzenliyoruz!!!

Kilolarınızdan sonsuza kadar ve kalıcı olarak kurtulmak istiyorsanız hemen, şimdi harekete geçin. Önce bir iç hastalıkları uzmanına başvurarak metabolik ve hormonal durumunuzu kontrol ettirin. Bununla birlikte yeme içeriğinizi ve yeme davranışınızın da detaylı araştırıldığı bir muayeneden geçin. Beraberinde hiç bir şeyin yasak olmadığı rejimin asla bozulmadığı ama gün içinde kendi dengelemenizi yapabileceğiniz sağlıklı beslenme prensiplerini öğrenin. Bu prensipleri de kendisi verecek heralde???

Ben daha fazla sinirlenmeden ve daha fazla yazmadan burada bitireyim.
Sağlıklı ve fit günler dilerim...

25 Nisan 2011 Pazartesi

Bahar Detoksuyla Yenilenin

Günlük hayatımızda, iş yerimizde, evimizde, yediklerimizde ve içtiklerimizde, kullandığımız ilaçlarda, soluduğumuz hava dahil her şeyde binlerce toksin ve kimyasal madde var. İnsanlık tarihinde hiç tüketilmediği kadar çok şeker ve işlenmiş yiyecekler yiyoruz ve düzenli olarak vücudumuzun çeşitli uyarıcılar ve yatıştırıcılarla zarar görmesine izin veriyoruz.


Vücudumuz her gün karşı karşıya kaldığı bütün bu farklı kimyasalları ve toksinleri atacak kadar güçlü değil. Gelip hücrelerimize yerleşiyorlar (özellikle şişman olanlara), dokularımızda, kanımızda, organlarımızda (kalın bağırsakta, karaciğer ve beyinde…) o kadar uzun süre kalıyorlar ki sonuç olarak birçok ciddi hastalığa yol açabiliyorlar.



Detoksifikasyon; vücudun toksinlerden arınması demektir. Nasıl ki çok yorgun düştüğümüzde dinlenmeye ihtiyaç duyarız hücrelerde biriken ve vücudun istemediği materyaller olan toksinlerden arınma metoduna detoksifikasyon denmektedir.


Eğer aşağıdaki semptomlardan herhangi biri ya da daha fazlasıyla karşı karşıya kalıyorsanız, detoks yapmanızın vakti geldi demektir:


• Aşırı yorgunluk ve enerji azlığı
• Mide gazı, gaz ve şişkinlik
• Aşırı Kilo
• Yemek Alerjileri
• Sindirim sistemi zayıflığı
• Asabiyet, ruh halinde değişmeler
• Kötü nefes, kötü kokulu dışkı
• Dışkıda parazitler
• Sürekli soğuk algınlığı
• Tekrarlayan baş ağrıları
• Kronik kabızlık
• Hassas Bağırsak Sendromu (IBS)
• Genişleyen bel bölgesi
• Güçlü yemek yeme arzusu
• Cilt problemleri, isilikler
• Ağızda metalik tat
• Hemeroid
• Candida Enfeksiyonu


Sağlıklı ve fit günler dilerim...

21 Nisan 2011 Perşembe

MUCİZE MEYVE CEVİZ

**Mayıs ve haziran ayında çiçek açan ceviz ağacı bünyesinde yağ, tuz, albümin, karbonhidratlar, gümüş iyonu, sodyum, potasyum, B1, B2, B3, B6 ve E vitamini barındırır.



**Ceviz yağının %70 inin doymamış yağ asitlerinden oluşmasından dolayı kolesterol birikimini ve damar sertliğinin önler.


**Bebeklerde zekayı artıran besinler arasındadır.


**Hamilelik boyunca her anne günde iki adet ceviz tüketmelidir.


**İçerdiği fosfor ve kalsiyum nedeniyle zihin yorgunluğunu giderir, kemik ve dişleri güçlendirir.


HERGÜN 2 TAM CEVİZ İÇİ YEMENİZİ ÖNERİYORUM.
 
Sağlıklı ve fit günler dilerim...

19 Şubat 2011 Cumartesi

SAĞLIKLI BİR UYKU DÜZENİ İÇİN...

- Çok aç ya da tok yatmayın. Yatmadan 2 saat önce en fazla 1 meyve yemiş olun.


- Kafeinli, alkollü, kolalı içecekler tüketmeyin, sigara kullanmayın.

-Süt, enginar, badem, yumurta, şeftali, ceviz, kayısı, kuşkonmaz, yulaf, patates ve muz uyumanızı kolaylaştırabilir. 

- Uykunuz gelmeden yatağa girmeyin.

- Papatya çayının sakinleştirici ve uyku getirici etkisi vardır her gece yatmadan yarım saat önce bir fincan içebilirsiniz.

- Yatma ve kalkma saatlerinizi bir rutine bağlayın.


- Yatmadan önce ılık bir banyo yapın.

- Odanız karanlık, rahat ve sessiz olsun. Işık ve ses, uyku kaçırır. Yatak odanızda TV ve bilgisayar bulundurmayın.


- Gece televizyon başında şekerleme yapmayın. Şekerleme uyku disiplininizi bozabilir.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

11 Şubat 2011 Cuma

Meyvelerle hamurlu tarifleri birleştirerek hem şeker oranını azaltabilir hem de kalorisi düşük bir tatlı hazırlayabilirsiniz.

Diyet yapanlar bu kekin 1 dilimini, 1 ince dilim ekmek + ½ porsiyon meyve yerine yiyebilirler.

Malzemeler:

Yarım çay bardağı esmer toz şeker,
Yarım çay bardağı light süt,
1 adet yumurta,
1 çay bardağı kepekli un,
yarım çay bardağı iri dövülmüş ceviz,
1 tatlı kaşığı tarçın,
1 adet elma,
yarım paket kabartma tozu.

Şeker ile yumurta rengi beyazlaşıncaya kadar iyice çırpılır. Elma dışındaki tüm malzemeler eklenip karıştırılır.
Elma küp küp doğrandıktan sonra hamura katılarak son kez karıştırılır ve hamur , önceden yağlanmış bir kek kalıbına dökülür. 170 dereceye ayarlanmış fırında, yaklaşık 20-25 dk, üstü kızarıncaya kadar pişirilir.

Tariflerimi uygulayan ve beğenen var mı???  :))

Enerjisi (kekin 1/8’i): 88 kcal

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

4 Şubat 2011 Cuma

KURU MEYVELİ YULAFLI KURABİYE

Diyet yapan ama canı sürekli tatlı atıştırmalar isteyenlere çok hafif bir kurabiye tarifi veriyorum.
1 tanesini 1 ince dilim ekmek yerine yiyebilirsiniz.
Afiyet olsun :)

Malzemeler:

2 adet yumurta,
1.5 kase yulaf,
5 adet yabanmersini,
3 kuru üzüm,
1 kuru kayısı,
2 kuru erik karışımı,
1 paket vanilya,
1 çay bardağı light yoğurt,
yarım çay bardağı sıvıyağ,
yarım paket kabartma tozu
1-2 çay bardağı kepekli un



Sıvıyağ,un, yumurta ve yoğurt karıştırılır. Ardından diğer malzemeler eklenerek yoğurulur. 15 adet kurabiye olarak şekillendirdikten sonra 170 derece sıcaklıktaki fırına konulur ve 15-20 dk kadar pişirilir.



1 adetin enerjisi: 75 kcal

Sağlıklı ve fit günler dilerim...

28 Ocak 2011 Cuma

YORK TEST

Yeni Nesil Gıda İntoleransı Testi

York Testi, hangi gıda veya gıdalara karşı intoleransınız olduğunu hemen öğrenebileceğiniz bir kan testi.Yorktest şirketi, parmak ucunuzdan alacağımız bir damla kanı inceleyerek, vücudunuzun hangi besinlere karşı intoleransı olduğunu tespit ediyor ve testin neticesine göre uygulamanız gereken 'kişisel' beslenme planı oluşturmanıza yardımcı oluyor.

Bir çok hastama uyguladığım bu testin sonuçları gerçekten şaşırtıcı.
Herkesin metabolizmasını tanıması için yaptırmasını öneriyorum.
Uzun dönem beslenme programı uyguladığım halde kilo vermekte çok zorlanan kişilerde testin sonuçlarına göre diyet değişiklikleri yapıyoruz ve kilo vermeleri hızlanıyor.

Sonuç almak için kanınız kitine yüklenip İngiltere ye gönderiliyor, sonuç 15 gün içinde diyetisyene mail yoluyla ulaşmış oluyor.

Eğer şu şikayetleri sürekli yaşıyorsanız kesinlikle yaptırın ve bunlara hangi besinin neden olduğunu öğrenin derim:

- Şişmanlık,
- Kilo verememe,
- Migren,
- Akne,
- Nedeni bilinmeyen ödem,
- Gaz,
- Şişkinlik,
- Kronik yorgunluk,
- Kabızlık,
- Cilt problemleri (örn. sivilceler, kaşıntı nörodermatit, kronik egzema vs.),
- Romatizmal hastalıklar,
- Astım,
- İshal ,
- Mide krampları,
- Depresyon,
- Uyku bozuklukları,
- Baş ağrısı,
- Solunum yolu hastalıkları,
- Kronik Farenjit,
- Sürekli nezle olma,
- Ağızda yaralar,
- Epigastrik Ağrılar,
- Crohn hastalığı,
- İrritabl Bağırsak Sendromu,
- Sık gribe yakalanma,
- Kronik burun akıntısı,
- OSB (Otistik Spektrum Bozukluğu),
- Sedef hastalığı,
- Nörodermatit,
- Ürtiker

Ben york test İzmir distribitör diyetisyeniyim yaptırmak isteyenlere yardımcı olabilirim.

Sağlıklı ve fit günler dilerim…


27 Ocak 2011 Perşembe

ÇAY KANSIZLIĞA SEBEP OLABİLİR Mİ?

Yemeğin bitiminden sonraki 1 saat içinde tüketilen 150 ml(1kupa) koyu siyah çayın, öğündeki demir emilimini arttıran C vitamini ve diğer faktörlere rağmen, emilimi % 75- 80 oranında azalttığı biliniyor.

Siyah çayın bu negatif etkiyi yeşil çaydan 2 kat, bitki çaylarından 3 kat fazla gösterdiği saptanmıştır .

Diyetinizde yapacağınız bazı değişiklikler siyah çayın demir yetersizliği anemisine neden olma ihtimalinin en aza indirilmesine yardımcı olacaktır:

BUNLAR NELERDİR?

• Yemekler ile çay arasında en az 1 saat fark olmalı,

• Hayvansal kaynaklı besinlerle C vitamini içeren sebze meyveler eş zamanlı tüketilmeli,

• Şekerle birlikte tüketilen çaydaki asit miktarı artıracağından bağırsaklardaki gerginliği artırarak şişkinliğe neden olur. Ayrıca karaciğerin yorulmasına neden olur. Çaya atılacak 3 tatlı kaşığı şeker yerine
1 orta boy meyve
veya
1 tabak sebze yemeği
veya
1 çay bardağı süt aynı kaloride ve daha sağlıklıdır.

Sağlıklı v fit günler dilerim...


24 Ocak 2011 Pazartesi

OBEZİTE VE YEŞİL ÇAY

Yeşil çayın obeziteye karşı etkisini araştıran bir çalışmada, diyetlerine 4 ay boyunca, % 1- 4 arası yeşil çay eklenen bireylerin besin alımında, vücutlarındaki ağırlık ve yağ dokusu artışında önemli farklar olduğu bildirilmiştir.

Erkekler üzerinde yapılan bir çalışmada ise;
Günde 3 fincan yeşil çay tüketen grupta; hiç almayan gruba göre enerji harcanmasının 266 kalori daha fazla olduğu bildirilmiştir.

Japonya’ da 240 yetişkin obez bireyle yapılan bir çalışmada;
Bir gruba ~4 fincan yeşil çay,diğer gruba ise ~ 1 fincan yeşil çay verilmiş.
Sonuç olarak 4 fincan yeşil çay alan grupta;
Vücut ağırlığı, bel, kalça çevresi daha az olduğu bulunmuştur.

Hergün 1-3 fincan yeşil çay içmenizi öneriyorum.

Sağlıklı ve fit günler dilerim.




22 Ocak 2011 Cumartesi

ÇAYIN KAFEİN İÇERİĞİ

Kaynama süresi arttıkça içilen çaydaki KAFEİN miktarı artar.

Günde 4-5 bardaktan fazla içildiğinde kafein dozunun yüksekliğiyle alakalı erken doğum riskinde artış ,bebekte rahim içinde gelişme geriliği,doğmuş bebekte ani bebek ölüm sendromu,solunum sistemi sorunu,uykusuz,huzursuzluk gibi belirtilere neden olabilir.


Çay lezzetli bir içecek olmasının yanı sıra,bilim çevreleri, son yıllarda çayın tedavi edici potansiyelini tekrar keşfetmiştir.

Çayın, sebze ve meyvelerde de bulunan flavonoidler bakımından zengin bir içecek olması nedeniyle birçok hastalığa karşı koruyucu etki gösterdiği kanıtlanmıştır.
(flavonoidler güçlü antioksidanlardır)


ÇAYIN HASTALIKLARI ÖNLEYİCİ VE TETİKLEYİCİ YÖNLERİ

Yapılan çalışmalar yeşil ve siyah çayda bulunan flavonoidlerin Koroner Damar Hastalıklarına karşı koruyucu olduğunu göstermiştir.

• Hollanda’da 4807 kişi üzerinde yapılan bir çalışmada;

günde 3 fincandan fazla siyah çay tüketenlerde (350 ml) kalp krizi riskinin, hiç çay tüketmeyenlerden % 68 daha az olduğu saptanmıştır.

• Bir çok araştırmada çayın tansiyonu düşürücü etkisi kanıtlanmıştır.

• Çay türlerinin kolon, mide, özefagus ve akciğer kanserleri başta olmak üzere birçok kanser türüne karşı koruyucu görev yaptığı bilinmektedir.

• Ancak çayın bu etkisini gösterebilmesi için demleme süresinin 6 dakikayı aşmaması gerekir.

• Ayrıca hem yeşil hem de siyah çay bağırsak kanserinin gelişmesine karşı koruyucudur.

• Gerek yeşil çay, gerekse siyah çayın normal hücre büyümesini engellemeden kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği araştırmalar tarafından kanıtlanmıştır.

Özellikle Japonya’da yapılan çalışmalarda yeşil çay tüketim miktarına bağlı olarak meme kanserlerinin tekrarlanma sıklığının azaldığı ortaya çıkmıştır.

• Çay,sigara içimine bağlı tütün kanserojenlerinin sebep olduğu hasarları da engeller.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...


20 Ocak 2011 Perşembe

ÇAYDA LEZZETİ NELER ETKİLİYOR?

İyi bir çay hazırlamak için en önemli faktör suyun seçimi.
Porselen demlik ve yumuşak kaynak suyu lezzeti artırıyor.
Çay suyunu uzun süre ve yüksek ateşte kaynatmayın.
Demleme süresi uzarsa hem çay acılaşır, hem de çaydaki kafein miktarı yükselir. Aynı zamanda suyun oksijeni kaybolur ve lezzeti azalır.
Her fincan için bir tatlı kaşığı çay en ideal miktar.
İdeal demleme süresi ise 5-6dakikadır ve demlenen çay yarım saat içinde içilmelidir.
Ayrıca çayın demini kaynatılmamalısınız.

Kahve, kakao, kola, bazı yiyecekler ve ilaçlarda olduğu gibi çayda da kafein bulunmaktadır.

Çayın kafein içeriği;
* demlenme süresi,
* demleme sırasında çayın karıştırılıp karıştırılmaması,
* çay- su oranı
* servis edilen fincan büyüklüğü
gibi birçok değişkene bağlıdır .

Sağlıklı yetişkin bireylerde ağızdan alınan kafeinin tamamına yakını (%99) emilir ve ağızdan alındıktan 5 dk. sonra tüm dokularda görülmeye başlar.

Günde 5 gramın üzerinde alınması durumunda ise konvülsiyon, koma,solunum ve kalp yetmezliği ortaya çıkabilir.

Klasik şekilde hazırlanan 1 fincan (200 ml) siyah çaydaki kafein miktarının
40 mg/ fincan .
Kafeinin günlük tüketim düzeyinin 300 mg’ı aşmaması öneriliyor.

• Bir fincan (200-250 mL) kahvede yaklaşık 100-120 mg,

• 1 çay bardağı ve 5 dak.demlenmiş 40-50 mg,

• kolalı içeceklerde ise 100mL de yaklaşıK 35-65 mg kafein bulunmaktadır.

Tepki verme süresi ve ruh hali üzerine etkileri olan kafeinin, doza ve kullanım sıklığına bağlı olarak bireylerde alışkanlık yaptığı da biliniyor.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...



17 Ocak 2011 Pazartesi

SİYAH ÇAY VE YEŞİL ÇAY

Çay ilk defa Milattan Önce 2737 yılında, Çin İmparatoru tarafından, kaynayan suya çay yapraklarının düşmesi sonucu, tesadüfen bulunmuştur.
Kaynayan suda oluşan farklı renkteki karışımın aroması ve tadı beğenilmiş, önce Çin’e, oradan da tüm dünyaya yayılmıştır.
Çay dünya üzerinde sudan sonra en çok tüketilen içecektir ve kişi başına tüketiminin yılda ortalama olarak yaklaşık 40 L. olduğu belirtilmektedir.
Ülkemiz için ise bu oran dünya ortalamanın üzerindedir.Türkiye’de en çok tüketilen çay çeşidi de siyah çaydır.

POŞET ÇAYLAR

Metal zımbalı poşet çay,sıcak suyun içine girdiğinde ve uzun süre bekletildiğinde, çay poşetindeki metal çözünerek vücutta birikebilir.
Bunun sonucunda çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir.
Özellikle limonlu çay içenler kesinlikle metal zımbalı poşet çay kullanmayın. Çünkü limon, asit özelliğinden dolayı metalle tepkimeye girip metalin çözülmesine ve vücuda daha fazla metal yüklenmesine neden olur.

Bu haftayı siyah ve yeşil çaya ayırdım.
Hergün yeni bilgilere yer vereceğim.

Sağlıklı ve fit günler dilerim...


10 Ocak 2011 Pazartesi

FRAKSİYONEL ULTRASONİK LİPO-KAVİTASYON

Ultrason teknolojisi son yıllarda kozmetik ve estetik amaçlı olarak tüm dünyada kendini kanıtladı.Bu yöntemlerden en çok sonuç alınan ve en çok merak edilen biokavitasyon cihazı.

Bugüne kadar burdan size hiçbir cihaz hakkında yazmamama rağmen kavitasyon teknolojisinin verdiği sonuçları görünce faydalanmanızı istedim.

Bana hergün spor yapmadan yağlarımızdan cerrahi işlem dışında kurtulabileceğimiz bir yöntem var mı diye soruluyor, diyet yapmadan ne yaparsanız yapın sihirli bir değnek dokunacakki o yağlar bir anda uçup gitsin:))

Ama bölgesel olarak yağ yakmak istiyorsanız bunun artık kolay bir yolu var.
Ultra kavitasyon teknolojisi ile hücreler arası boşluklar doldurularak, fizyolojik yapısı iyileştirilip, yağ hücreleri arasındaki bağların çözülmesi sağlanıyor ve yağ hücrelerinin çeperlerini zayıflatıp parçalayarak sonuca ulaşılıyor.
Cildin dış yüzeyine uygulanan ultrasonun yayılması, yağ dokusundaki hücre sıvısında ani ve yüksek basınç değişikliklerine neden olur. Bununla birlikte oluşan köpüklenme önce genişleme, sonra patlama yaratır. Kavitasyon denilen bu etki; yağı sıvılaştırıp hücrelerin duvarlarını tahrip ederek depo yağların yapısını bozar. Bu dokudaki yağ hücreleri ve açığa çıkan yağ asitleri parçalanarak, lenf yolları sayesinde buralardan uzaklaştırılmaya çalışılır.

Seanstan 2 gün öncesi ve 3 gün sonrasında en az iki litre su içilmesi gerekiyor ve lenf drenaj (pressoterapi) uygulamasıyla yağların atılıma yardımcı olunmalı ve seanstan sonra e
gzersiz yapılması da yağların yakımını kolaylaştırır. Unutmayın hiçbir enerji yoktan var olmayacağı gibi vardan da yok olmaz:)

Biokavitasyondaki amaç dengeli beslenme programları sırasında incelmesi zor olan sorunlu bölgelerin daha rahat erimesini sağlamak, böylece daha şekilli ve sarkmamış bir vücuda sahip olmak.

Ne kadar süre uygulanmalıdır?

Gözle görülebilen iyi sonuçlar elde etmek için 6-10 seans uygulanmalıdır. Normal şartlarda her seans için gereken ortalama süre 40 dakikadır. Seanslar haftalıktır (haftada 1 kez). Elde edilen sonuçlar kişiseldir (dengeli beslenme önemli) ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. İstatistiksel olarak, işlem gören bölgelerin çapında 10 uygulama sonrasında en az 3 cm’ den en fazla 7-9 cm’ e kadar olan bir azalma elde etmek mümkün.

Ben bugün denemek amaçlı göbek bölgeme 1 seans uygulaattım girmeden önce ve sonra yapılan ölçümde tam 4 cm incelme oldu gerçekten çok şaşırdım. Tabi bu yarına 1 cm olarak yansıyacaktır bu da 8 seansda 8 cm demek!!! gerçekten mükemmel sonuç:))

Sağlıklı ve fit günler dilerim...


6 Ocak 2011 Perşembe

YAŞLILIKTA BESLENME

Dünya sağlık örgütüne göre;
45-59 yaş arası orta yaş,
60-74 yaş arası yaşlılık,
75-89 yaş arası ileri yaşlılık,
90 ve üzeri yaşlar ihtiyarlık olarak tanımlanıyor.

Yaşlanma deyince cildin kırışması, belin bükülmesi, gözlerin iyi görmemesi, hafıza kaybı ve bazı hastalıkların ortaya çıkması anlaşılır. Aksine insanın doğduğu tarihle hesaplanan yaşla, hissettiği yaş arasında büyük farklılıklar yaşanabilir.

Bu durum fiziksel ve ruhsal sağlığımıza, beslenmemize ne kadar dikkat ettiğimize bağlı. Günümüzde gelişmemiş ülkelerde ortalama yaşam süresi 48 yıl iken , Japonya'da 80 yıldır ama bilim adamlarına göre insanlar 150 yıl yaşayabilirler.

Bunu başarabilmek için yeterli ve dengeli beslenmek, fiziksel aktivite ve stressiz yaşam gerekmektedir. Yapılan çalışmalarda yaşlılarda besinsel eksikliklerin çok sık olduğu gözlenmiştir. Bilgisizlik, eve kapanma, bedensel yetersizlik, yoksulluk, hastalıklar, artan gereksinim, emilim bozuklukları, diş sorunları nedeni ile çiğnemede güçlükler, alkol ve ilaç kullanımı, iştahsızlık besin eksikliklerinin temel nedenleridir.

Çoğu yaşlıda A, B1, B2, B3, B12 , C, E vitaminleri, folik asit, demir, krom, çinko eksiklikleri bulunmuş. Bu vitaminlerin çoğu vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalıklara yakalanma riskimizi de azaltıyor.

Bu besin öğelerinin yaşlılıkta değil orta yaşlarda miktarının artırılması ve yaşamınızın her anında beslenmeye dikkat etmeniz gerekiyor.

Son zamanlarda yaşlılığın önünü almak için başarılı sonuçlar veren çalışmalar yapıldı. Örneğin büyüme hormonumuz bağışıklık sistemimizi korumaktadır, fakat yaşla beraber daha az salgılanmaktadır.

DHEA, 50 yaş sonrasında normaldekinin yüzde 30'u kadar üretilmeye başlar. Deney hayvanlarına verilen büyüme hormonu ve DHEA olumlu sonuçlar vermiştir.

Bir tür antioksidan olan alfa lipoic asit yaşlanmayı azaltan etkenlerden biridir, vücutta glukozun zararını azaltıp yaşlanma sürecini uzatmaktadır.

Lycopene bir tür karotenoiddir ve seviyesi yaş ilerlerledikçe düşer, yaşlanmayı önleyici etkisi olduğu bilinmektedir.

Yaşlanmayı önleyen mucizevi bir yiyecek yoktur, genel olarak iyi bir beslenme alışkanlığı edinilmesi sağlıklı yaşlanmaya katkıda bulunur.

Genel önerilerime gelince:

· Yağ, şeker, tuz tüketiminizi azaltın.
· Yağı alınmış süt ve yoğurt kullanın.
· Günde ortalama 2.5 litre su için.
· Diyet lifi içeren sebze, meyve, tahıl, kurubaklagilleri tüketin.
· Kan bulgularınıza uygun olarak antioksidan vitaminler alın.
·Haftada iki kez balık tüketin.
· Etli pişirilen yemeklere dışarıdan yağ ilave etmeyin, eti kendi yağı ile pişirin.
· Katı yağ tüketiminizi azaltın.
· Yemeklerinize fındık yağ, ayçiçek ,soya, mısırözü yağlarını karışım halinde kullanın.
· Salatalarınıza zeytin yağı kullanın.
· Beyaz ekmek yerine kepekli, esmer ekmeği tercih edin.
· Sigara, alkol, kafein tüketiminizi azaltın.
· Ağız ve diş sağlığınıza dikkat edin.
· Yaşama sarılın, stresi yenme veya azaltma yollarını bulmaya çalışın:)
· Düzenli olarak egzersiz yapın.
· Uygun vücut ağırlığınızı koruyun, şişmanlamayın!!!

Sağlıklı ve fit günler dilerim...